REAKTİF HİPOGLİSEMİ
Aşırı tatlı
yeme isteği her zaman yoğun iş
temposundan veya stresten kaynaklanmayabiliyor. Yemekten sonra hemen uykunun
gelmesi, öğün aralarında halsizlik konsantrasyon güçlüğü, çabuk sinirlenme,
yemek sonrası yaşanan yorgunluk, öğleden sonra başağrısı gibi şikayetleri
yaşanıyor ise reaktif hipoglisemi rahatsızlığı ihtimali nedeni ile mutlaka
hekimlere danışılmalıdır.
Reaktif
Hipoglisemi; halk arasında gizli şeker olarak bilinen şeker düşüklüğü
durumudur.
Reaktif
hipoglisemisi olan bireyler beslenme düzenleri ile ilgili büyük değişiklikler
yapmalıdır. Sürekli açlık hissi ve halsizlik yaşadıkları için sürekli yemek
yeme oluşur. Atıştırma alışkanlıkları yoğundur.
Genelde seçimler karbonhidrat
üzerinedir. Bu da kilo alımına sebep olabilir.Kan şekeri dengesizliği ile
birlikte oldukça yoğun stres ve agresyon çok görülür.
Kan
şekerinin düşmesini önlemek için mutlaka glisemik indeksi düşük besinler
tüketilmelidir.
Gıdaların
kan şekerini yükseltme hızına glisemik indeks denir. Eşit miktarda karbonhidrat
içerseler de yiyeceklerin kan şekerini arttırıcı etkileri birbirinden
farklıdır. Bunun nedeni yiyeceklerdeki karbonhidratların sindirim sisteminden
farklı hızda geçmesi ve emilmesidir.
Gıdalar glisemik indeks değerlerine göre şeker
yükseltici etkisi yüksek, orta ve düşük olarak sınıflandırılır. Glisemik
indeksi düşük olan yiyecekler, kan şekerinin daha yavaş yükselmesine sebep
olacağından daima tercih edilmelidir. Düşük glisemik indeksli besinlerin seçimi
tokluk kan şekerinin kontrolünü sağlarken yüksek glisemik indeksli besin seçimi
tokluk kan şekerinin yükselmesine neden olabilmektedir.
Posalı yiyeceklerin glisemik indeksi düşüktür. Bunlar
kuru fasülye, nohut, mercimek, bulgur, kepekli ekmek, armut, makarna, portakal
ve yoğurt gibi besinlerdir.
Glisemik indeksi yüksek olan besinler aynı zamanda
erken yaşlanmaya da sebep olur. Bunlar
beyaz unlu gıdalar, beyaz ekmek, pirinç, patates, şeker katkılı gıdalar,
havuç, muz, kavun ve üzümdür. Kuru üzüm, kuru kayısı gibi kurutulmuş gıdaların
da glisemik indeksi yüksektir.
Glisemik indeks hesaplamasında gıdaların mideden
boşalma hızı ve sindirilebilirlik düzeyleri göz önüne alınır. Yavaş boşalan
besin kan şekerini daha yavaş yükseltir. Besinlerin protein içeriği de glisemik
indeks hesaplamasında göz önünde tutulur.
Sanayide kullanılan bazı besin işleme teknikleri de
glisemik indeksi yükseltir.
Örn: Mısır için %50 olan bu oran, mısır
gevreğinde %80'e ulaşır.
Reaktif hpoglisemisi olan bireylerin glisemik indeksi
düşük beslenme ile ilgili mutlaka beslenme uzmanına başvurmaları gerekmektedir.
Bununla birlikte dikkat edilmesi
gereken bazı noktalar şunlardır;
1.Günde 6 -8 öğün arası beslenin (3 ana öğün 3 ara
öğün gibi). Öğün atlamamaya çalışın mümkünse yemek satlerinin aynı saatlerde
olsun.
2.Yemek içeriklerinizi ve ara öğünlerinizi sadece
karbonhidrat içeren besinlerden tercih etmeyin. Protein içeren gıdalar ile veya
yağlı tohumlar ile kombine edebilirsiniz.
Ana öğüne
örnek vermek gerekirse tavuk sote-bulgur pilavı- yoğurt veya sebze
yemeği-makarna-yoğurt
Ara öğüne
örnek vermek gerekirse mandalina-ceviz
veya elma-süt vb..
3. Rafine ve işlenmiş gıdalardan uzak durun.
Besinlerin işlenmesi glisemik indeksi arttırır.
4. Basit şeker içeren gıdaları hayatınızdan çıkarın (
örn, şekerleme vb)
5. Hamur işi besinlerden kaçının
6.Asitli ve şekerli içeceklerden uzak durun
7. Bol su içmeye özen gösterin
8. Yavaş yavaş ve iyice çiğneyerek yemek süresi
uzatmaya çalışın
9. Alkol alımından uzak durun
10. Aç karna egzersiz yapmayın. Egzersize başlamadan
1-2 saat önce ara öğün tüketin
11. Posa içerdiği için sebzeleri ve salataları bol
tüketin.