KIŞ MEVSİMİNİN GÜZEL YANI : NAR MEYVESİ

 İlk olarak İran’da yetişmeye başladığı düşünülen ve sıcak iklimleri seven  bir meyvedir Nar.  “Punica granatum” latince adı ile bilinir, İspanya’da Granada şehri ve Antalya da  Side şehirleri isimlerini nar meyvesinden almıştır. Özellikle ülkemizde ve akdeniz ülkerinde,Hindistan, İtalya’da bol yetişir. Mitoloji de bereket sembolü olarak geçer ve bazı inanışlara göre Adem ve Havvanın cennetten kovulmasına yol açan  yasak meyve elma değil aslında nardır .
Efsanalerde cennetin meyvesi olarak geçmektedir.

Nar ;  kaliteli miktarlarda C vitamini,Potasyum,Magnezyum gibi mineraller ve polifenoller, ellagitannin, antiociyanin, kuersetin ve tanenler gibi  antioksidan maddeler içerir. Nar meyvesinin çekirdekleri büyük oranda puninik asit adı verilen ve kalp damar sağlığını koruyucu etkisi bulunan kimyasal bir bileşen içerir. Yapılan bazı çalışmalarda bu yağ asidinin  kötü kolesterol diye tabir ettiğimiz LDL ve trigliseritleri  düşürdüğü bulunmuştur.
Bilindiği üzere kanda yüksek LDL kalp damar hastalıkları için yüksek risk anlamına geliyor. Nar suyu  C vitamini ve polifenollerden zengindir. İçerdiği flavanollerin yüksek antioksidan kapasitesi vardır.  

Yapılan bir çok çalışmada antosiyanin, kateşin,ellagitanin gibi antioksidanların vücuttaki kanserojen maddeleri engellediği ve toksinlere karşı vücudu koruduklarını göstermiştir.Özellikle prostat, meme,akciğer,deri kanseri hastalıklarında nar ile yapılan bir çok çalışma mevcuttur.

Amerika Los Angeles kentinde yapılan bir çalışmada narın içerdiği ellagitaninin  prostat kanseri hücre oluşumunu engellediği görülmüştür. Prostat kanseri erkeklerde en sık görülen ikinci kanser türü olarak görülmektedir. 2010 yılında yapılan bir çalımada nar meyvesinin içerdiği polifenoller sayesinde osteoartrit hastalarında inflamasyonu azaltabileceği sonucuna varılmıştır. Bazı hayvan çalışmalarında da otoimmün bir hastalık olan romatoid artrit hastalığında hastalığında da olumlu sonuçlar elde edilmiştir. Nar meyvesi kemik yapısının korunmasında da içerdiği fenolik bileşikler nedeniyle olumlu rol oynar
Ayrıca bazı bakteri ve mantar türlerine karşı koruyucu etkisi olduğu düşünüldüğü için içerdiği C vitamini de düşünülerek bağışıklığı arttırıcı etkisi vardır. Özellikle üriner sistem enfeksiyonlarına neden olan ve dişlerde plaklaşan mikroorganizmalara karşı  koruyucu etkisi nedeniyle ağız diş sağlığı ve üriner sistem sağlığı için tüketilmesi tavsiye edilmektedir.

  Narın içerdiği ellagic asid için cilt yaşlanmasını önleyici etkisi bazı çalışmalarda gösterilmiştir. Bu yüzden ileri zamanlarda cilt kremlerinde nar içeriğini bolca görmemiz muhtemel olacaktır. Nar suyu ile ilgili  2009 yılında yapılan bir çalışmada sperm konsantrasyonunu arttırabileceği sonucuna varılmıştır.

Bunlarla birlikte Alzheimer,HIV gibi hastalıklar üzerine çalışmalar devam etmektedir. Bu çalışmalar sonucunda narı mutlaka tüketmemiz gerektiğini görüyoruz fakat supplement formu veya ek destek olarak almanız gerektiğini düşünmeyin.

Nar meyvesini  mevsiminde hergün 1 porsiyon  olarak tüketilirse yeterli olacaktır. 1 porsiyon miktarını ortalama 1 avuç nar tanesidir , istenirse 1 çay bardağı meyve suyu olarak da tüketilebilir.  Ancak içerdiği früktoz, glikoz,sükroz nedeni ile şeker hastası olanlar dikkatli tüketmelidir. Böbörek yetmezliği olan hastaların, ACE inhibitörü ilaç kullanan yüksek tansiyon hastalarının fazla miktarda nar tüketmesi sakıncalı olabilir.